Beşiktaş JK Osmanlıspor (15 Mayıs 2016) Şampiyonluk Öyküsü

Pazar akşamı saat 19.00‘da oynanacak olan Beşiktaş Osmanlıspor maçını hep birlikte inceleyelim. Benim öngörüme göre saat 20.45 itibariyle 2015-2016 sezonu Şampiyonunu belirleyecek olan bu karşılaşma benim için günümüzü incelemekten ziyade Şampiyonluğun öyküsü ve hakettiği övgüyü yapmakla geçecek.

Fikret Orman ile başlamak istiyorum. Kendisi Türk futbol tarihinin ilk planlı programlı yönetimsel başarısını gerçekleştiriyor sessiz sedasız, kimse farkında değil. Öncelikle kendisini buradan yürekten tebrik ediyorum. Serdar Bilgili başkanlığında 4 yıl boyunca yöneticilik yapan Orman, 2004’deki seçimde Yıldırım Demirören’e 162 oyla başkanlığı kaybetmişti. Şuan baktığımızda kaybedenin Beşiktaş olduğunu görmek zor olmasa gerek. Belki de geçen 8 senede daha da olgunlaştırdı hayat kendisini, belki de o zaman gelse böyle olmayacaktı bunu bilemeyiz. 2012’de tekrar aday olup oyların yüzde 80’den fazlasını alarak ciddi bir destekle başkanlık koltuğuna oturdu. FEDA gibi çok kapsamlı ve sadece bileklik satmaktan ibaret olmayan ( çocukluktan beri Galatasaray taraftarı olduğumdan bu eleştiriyi gönül rahatlığıyla yapabiliyorum) bir kampanyayla kulübe maddi rahatlık sağlamak için en ciddi adımları o günlerden attı. Bütün oyuncularla maaş yapılandırması yaparak “işine gelmeyeni” de satıp ekstra gelir elde ederek o günlerden bugünlerin temellerini oluşturdu. Sonrasında büyük emeğinin olduğunu hiç kimsenin yadsıyamayacağı statla ilgili de tekrar tekrar övgüyü hakettiğini gösterdi. Dolayısıyla ben en çok kendisi için seviniyorum, Türkiye’de ilk kez planlı programlı bir yönetimsel idare biçiminin, taraftara şirin gözükmek adına günü kurtarmak değil de koltuğunu riske atarak kulübünün geleceğini şekillendirmesinin hakkı bu şampiyonluk madalyasıydı.

Şenol Güneş‘ten de bahsetmezsek olmaz mutlaka. En azından tanıdığımız kadarıyla inanılmaz mütevazi, yeri geldiğinde lafını esirgemeyen tam bir Karadeniz çocuğu. Milli takımımızla tarihimizin en büyük başarısı olan Dünya 3.’lüğünü elde etmesine rağmen, hem mütevaziliği hem de bazı kariyer planlaması yanlışlıklarıyla hiçbir zaman hakettiği değeri göremedi bence ülkemizde. Ancak bu başarıyla birlikte kendisi de doğru bir ekiple ne kadar güzel işler yapabileceğini gözler önüne serdi. Sene boyunca hem göze hoş gelen futbol oynattı hem de puan anlamında taraftarlarını mest etti. Kendisini de buradan saygıyla selamlıyorum.

Ve gelelim takıma ve taraftarlara.. Bütün sene ellerinden geldiğince terlerinin son damlasına kadar, bir orada bir burada mücadele eden bir takım ve her nereye gittiyseler arkalarında koşturan koca bir taraftar topluluğu. Başkanıyla, hocasıyla, oyuncularıyla çok güzel bir voltran oluştu ve sanıyorum ki yakaladıkları bu havayla önümüzdeki 3-4 yıl lige damga vuracaklardır. Zira üstte de anlattığım gibi bu öyle sıradan bir başarı değil, planlı programlı bir projenin ödülü. Zaman zaman kendi taraftarından bile küfür yese de hep elinden geleni yapan Tolga, Almanlığın bütün payelerini üzerinde taşıyan Beck, takıma çok yeni katılıp bu güzel ekibin ekmeğini yiyen Marcelo ve Alexis Delgado, çoğu zaman kendi sınırlarını bile zorlayıp herkesi şaşırtan Köybaşı, Beşiktaş ve Türk futbolu adına çok büyük bir şans olduğunu düşündüğüm ve takımının tam anlamıyla herşeyi Atiba, ne isteseler eyvallah diyip elinden geleni yapan “Beşiktaş’ın çocuğu” Necip, müthiş bir oyun zekasına sahip olan ve bana göre çok daha iyi yerlere gelecek olan Oğuzhan, çok iyi niyetli oynayıp canını dişine takan ama beceriksizlikleriyle bazen saç baş yolduran Olcay, takımın liderlerinden ve arkadaşlarının kötü oynama hakkını kullandığı maçlarda duran toplarla birçok kez onları ipten alan Sosa, taraftarın sevgilisi ve her an her şeyi yapabilmesiyle takımın estetik açıdan göz doyurmasının en büyük aktörlerinden Quaresma, önümüzdeki sene Gökhan’ın yerine daha fazla rol almasını beklediğim çok yetenekli olduğu aşikar Kerim Frei, çok yetenekli olmasına rağmen futbol dışı konularla fazla gündeme gelen ve bu baskıyı kaldıramadığını dolayısıyla sezon sonu iyi bir rakama satılacağını düşündüğüm Gökhan, sakatlığı yüzünden son zamanlarda arkadaşlarını yalnız bırakan ancak oynadığı maçlarda orta sahada basmadık yer bırakmayan Veli, yine sakatlıktan muzdarip ancak önümüzdeki sene kulübe zenginliğinin en önemli parçalarından biri olacağını düşündüğüm Tolgay, kendisini çok iyi geliştirip ne zaman oyuna dahil olsa etkili olan ve bu yaz Milli takımımız için çok çok önemli olduğunu düşündüğüm Cenk Tosun ve en sona bıraktığım, bu sezon yeniden eski günlerini anımsatan, winner bir karakter olduğunu birçok kez gösteren, takımın tecrübe açığını kapatıp onları psikolojik olarak da şampiyonluğa adım adım hazırladığını düşündüğüm Mario Gomez..

Hepsi bu satırların fazlasını hakettiler ve eminim Beşiktaş taraftarı da yaz boyunca onları buna doyuracaktır. Malzemecisinden başkanına kadar şampiyonluk annelerinin ak sütü kadar helal bana kalırsa. Bu akşamdan başlayıp yaz boyunca doyasıya kutlayacaklardır. İnanılmaz bir atmosfer ve muhteşem bir futbol eşliğinde Osmanlıspor’u darmadağın etmelerini bekliyor ve şampiyonluğu taraftarlarıyla beraber sabaha kadar kutlayacaklarını düşünüyorum. Beşiktaş farklı kazanır, 1.85’lik oranıyla Handikaplı 1 oynamanızı tavsiye ediyorum.

Hepinize bolşanslar dilerim.